25 Ekim 2022 Salı

Kendini Keşfetme Yolunda

       Neredeyse iki yıl oldu yazmayalı. Zaten kaç zamandır ara ara yazıyorum. Daha önce de olmuştu bu. Kendimi hayretle izliyorum. Çünkü, önceki zamanlarda deli gibi yazarken "asla bırakmam yazmayı" diye düşünürdüm ama gel gör ki, şimdi yazmak gelmiyor içimden. Aslında çok şey var aklımda yazacak ama bilemiyorum, elim gitmiyor...Belki de nadasa bıraktım kendimi, böyle daha mı iyi, bilemedim....

                                   

    Yazmadığım bu dönemlerde aslında boş durmadım. İçimdeki yeni şeyler öğrenme isteği hiç durmuyor ki zaten. Kendimi keşfetme yolunda ilerlemeye devam ediyorum. Daha önce yapmam dediğim şeyleri yapıyorum mesela, saatlik Youtube videoları izlemek gibi. Müzik dinlemek dışında açmadığım ve asla o kadar zaman ayırıp birkaç saatlik videoları izlemem dediğim Youtube'un ağına düştüm :)  Ne mi izliyorum: spiritüalistlerin öte dünya ile ilgili söylediklerini (çocukluğumdan beri ilgili alanıma giriyor), kadim bilgileri içeren videolar, astroloji-mitoloji gibi konular ve ekonomik özgürlüğe giden yolda fikir verecek bilgiler vs vs. Aslında bunların her biri yazı konusu, belki yazarım daha sonra.

    Oldukça seçici olmaya çalışıyorum izlediğim videolarda. Youtube'da ne ararsan var, neyi aradığına bağlı olarak istediğini bulabiliyorsun. Ve tabii öğrendiklerimi başka kanallardan doğrulamaya çalışıyorum. 

    Bugün güneş tutulması vardı, bulunduğum yerden tam izleyemedim. Bununla beraber gökyüzünde oluşan dizilimler 6 ay boyunca sıkıntılı bir sürece girdiğimizi gösteriyormuş dünyaca. Bakalım yaşayıp göreceğiz. Bunlar bir nevi doğum sancısı gibi olacak, sonrası iyi olacak inşallah.

     Eskisi gibi kitap okuyamıyorum. Yine ara sıra okuyup bitirdiklerim oluyor ama eskisi gibi değil. Önce buna çok şaşırdım, neden böyle oluyor diye, sonra akışına bıraktım: demek böyle gerekiyormuş. Sadece okumakla yetmiyor, okuduğunu hazmetmek hayatına katmak....bunlar önemli şeyler, yoksa sadece okumakla kalıp bir adım bile ilerleyemezsin. O yüzden çok dert etmiyorum bunu. Aklıma Mevlana geldi bunu söylemişken:

    Mevlana; Şems'le tanışınca O'nu evine davet etmiş. Çok değerli yazma kitapların da olduğu ve gözü gibi baktığı kütüphanesini göstermiş. Şems kitapları eline almış, bir bir ordaki süs havuzuna atmış. Mevlana hem şaşkın hem kızgın, gözü gibi baktığı kitaplarını suya atıyor. Şems " artık kitabi bilgiler bitti, sana kalp ilmini göstereceğim" anlamında bir şeyler söylemiş. Yani kitaplar insanı bir yere kadar götürüyor, orada öğrendiklerini hayatına uygulamazsan aynı yerde kalıp duruyor ve tekamül edemiyorsun. Şu an istediğin bilgiye anında cebinden ulaşabiliyorsun, ama sorun bilgiye ulaşmak değil, o bilgiyle ne yaptığın, kalbini ve şuurunu ne kadar yükseltebildiğin bence. Gerisi boş.

    Daha önce yazdım mı hatırlamıyorum ama zaman geçtikçe, yaş aldıkça olaylara daha farklı bakabildiğimi, daha önceki düşüncelerimi garipsediğimi görüyor ve mutlu oluyorum. Sizde de oluyor mu bu? Şu söz çok hoşuma gidiyor: "Yaşlanmak, dağa tırmanmaya benzer, çıktıkça yoruluyorsun ama yukarılara çıktıkça manzaran çok daha güzel oluyor" . Gerçekten yukarılara çıkıp olaylara bakabildiğin sürece daha hoş görülü olmaya başlıyorsun. İnsanlarla uğraşmak, kendini anlatmak vs bunlarla uğraşmıyorsun, gülüp geçiyorsun. Aman o haklı olsun ne var ki demeye başlıyorsun ve tek amacının huzur olduğunu görüyorsun.

    Mutlulukla ilgili belki binlerce yazı yazılmıştır. Herkes mutluluğun peşinde. Ama mutluluk nedir? Bu dünyada sadece mutluluk mu var, acı gözyaşı hüzün yok mu? Mutluluğu mu arıyoruz yoksa huzuru mu, ne dersiniz? Özellikle pandemiden sonra huzuru aradığımı, huzurumu kaçıracak eşya, insan, olay ne varsa yanımdan uzaklaştırdığımı ve benim de onlardan uzaklaştığımı görüyorum kendimde. Ne güzel :) Kimseyle uğraşasım gelmiyor. Sadece öğrendiklerimi insanlara aktarma/anlatma sevdam bitmedi, onu yaparken bazen üzücü tepkiler alabiliyorum, niye anlattım ki diyorum, bazen şakaya vurup aydınlanma vaktin gelmemiş diyor geçiyorum. Sanki ben çok aydınlanmışım gibi. Değil tabii. Tek amacım, öğrendiklerimi başkalarına aktarmak. Herkes burda alıcı durumunda olamıyor tabii, diyorum ki zamanı gelmemiş, daha var, geç bunu. Biraz üzülüp "amaan daha kimseye bir şey anlatmayacağım" diyorum, sonra yine aynı tas aynı hamam devam. 

    İçinde bulunduğumuz şu son bir kaç yılın, özellikle pandemi sürecinin, insanların kendini tanıma, bilinçlerinin açılması/yükselmesi gibi olumlu etkiler barındırdığını düşünüyorum. Tamam, çok sıkıntılı günler yaşadık, evlere kapandık, ölümler oldu. Hatta bunun belirli bir plan dahilinde insan yapısı olduğunu düşünüyorum, 2030'a - The Great Reset'e hazırlık olduğunun da farkındayım ama bir çok insanın üzerinde olumlu gelişmelere-açılımlara sebep olabildiğini görebiliyorum. Her şerde bir hayır var sözü hayat kazanıyor sanki. Bunun daha da devam edeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıllar, insanların bilinç seviyelerinin yükseldiği ölçüde daha farklı olayların yaşanacağını gösteriyor bence.

    Detaylara sonra gireriz. Şimdilik bu kadar yazdım, iyi geldi. Gerisi gelir inşallah. Gelecek günlerin tüm dünyaya iyilikler getirmesi temennisiyle... diyerek bitirelim.

2 yorum:

  1. Hoş geldiniz diyelim Suat bey. Uzun zaman oldu dediğiniz gibi. İnsanlar çeşitli dönemlerden geçiyor. Alışkanlıklar değişiyor. Bu geçişlerden daha güçlü ve huzurlu çıkabilmek önemli. Yaş ilerledikçe hayat daha farklı görünüyor insanın gözüne. Dağa çıkan adam örneği tam uyuyor buraya. Ne diyelim yazmaya devam:)

    YanıtlaSil
  2. Turgay Bey, yorumunuz için teşekkür ederim. Evet uzun zaman oldu. Bakalım yine yazmaya devam edeceğim sanki. Geçen gün arkadaşım: " zihnimizi nasıl susturacağız" diye sormuştu, kendini meşgul edecek bir şey bulmalısın dedim. Benim de aklıma yazmak geldi yeniden :) Zihnimi boşaltma anlamında en sevdiğim metod.. Bakalım nasıl olur. Teşekkürler...

    YanıtlaSil

Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine