17 Haziran 2025 Salı

Hayat Yoruyor Değil, Kendine Zaman Ayırmıyorsun! ⏳🌱 Ben Ne Yaptım?


Herkesin dilinde aynı cümle: “Çok yoruldum.” Ama gerçekten fiziksel bir yorgunluk mu bu, yoksa kendine hiç zaman ayırmamaktan gelen bir içsel tükenmişlik mi? Bu videoda, tükenmişlik sendromunun ardındaki o sessiz boşluğu konuşuyorum. Ve ben bu duygudan nasıl çıktım, ne yaptım da içime yeniden hayat doldu… onu anlatıyorum. Belki bu video, senin için de küçük bir başlangıç olur. 🌱 🎯 Tükenmişlik neden artıyor? 🎯 İş hayatı mı, yoksa içsel boşluk mu yoruyor? 🎯 Hobi edinmek ve kendine ait bir alan yaratmak neden bu kadar önemli? 🎯 Benim için ne değişti?

İyi seyirler!

Abone olmayı unutmayın :)

8 Haziran 2025 Pazar

Olanda Bir Hayır, Olmayanda Bin Hayır Ara | Mevlânâ’dan İlhamla Yazılmış...

Olanda bir hayır, olmayanda bin hayır ara... Olaylara bu gözle baktığımızda daha az zararla atlatacağız. Daha önce burada paylaştığım hikaye ve üzerine söylediklerim...

30 Mayıs 2025 Cuma

528 Hz Love & Healing Frequency | Aşk ve Şifa Frekansı ile DNA Onarımı

Bu video, 528 Hz frekansının dönüştürücü ve şifalandırıcı gücüyle hazırlandı. 💚 Aşk frekansı olarak bilinen 528 Hz; DNA onarımı, duygusal denge ve içsel huzur sağlar. 🧘 Derin meditasyon, uykuya geçiş ve zihinsel rahatlama için mükemmeldir. 🔁 Her gün dinleyerek zihnini ve bedenini yeniden programla. 🎧 En iyi etki için kulaklıkla dinle. ✨ Daha fazla frekans videosu için abone olmayı unutma. This video is crafted with the healing and transformative power of 528 Hz frequency. 💚 Known as the Love Frequency, 528 Hz helps with DNA repair, emotional healing, and inner peace. 🧘 Perfect for deep meditation, sleep transition, and mental clarity. 🔁 Listen daily to reprogram your mind and body. 🎧 Use headphones for maximum effect. ✨ Don’t forget to subscribe for more healing frequency videos.


29 Mayıs 2025 Perşembe

Hayat Neden Bizi Zıtlıklarla Sınıyor?

"Ben yoruldum hayat" şarkısı çıktığında herkes çok sevmiş ve benimsemişti. Çünkü istinasız herkes bir şekilde sınanıyor bu hayatta. Ve dikkat ederseniz genelde zıtlıklarla sınanıyoruz.

Fazla merhametli misin? Karşına merhametsizler çıkarılıyor.

Fazla duygusal mısın? Eşin, iş arkadaşın mantıkla hareket ediyor vs.

Bu ve buna benzer konuları Youtube kanalımda anlatmaya çalıştım, tamamen doğaçlama bir şekilde. 

Buraya ekliyorum, keyifli dinlemeler... Yorumlarınızı video altına beklerim.

Bu arada abone olmadıysanız youtube kanalıma abone olun :)


Youtube kanalım :  https://www.youtube.com/channel/UC71nyrxymKDaWDtICRJKxlA

İlgili video:  Hayat Neden Zıttımızla Bizi Sınar?


15 Mayıs 2025 Perşembe

Bu Hayat Bir Rüya/Oyun/Simülasyon mu?

 Kadim zamanlardan beri bu hayatın bir hayal, bir rüya olduğu söylenir. Peygamberlerden kutsal kitaplara, bilgelere kadar doğu ve batıda benzer şeyler söylenmiş. Platon'un Mağara Benzetimi meşhurdur, videoda bahsettim.

İlk kez kendi sesimi kullandım :) Kısaca fikirlerimi söyledim. Keyifli seyirler....

Orjinal video: https://youtu.be/H7jzwhYh9_M?si=5pHC9dXLM-0zAtXG



2 Ocak 2024 Salı

Şikayet Etmeyi Bırak

"Bırak" serilerine devam ediyoruz. İlki bu yazıda idi:  İnsanları Memnun Etme Çabalarını Bırak.

Şimdi ise Şikayet Etmeyi Bırak ile devam ediyoruz. 

Yaklaşık bir ay önce kapının önünde birini gördüm: Tekerlekli sandalyesi ile rampadan geri geri geliyordu. Acaba çıkamadı mı, yardım edeyim derken aslında ordan indiğini anladım. Geri geri geldi, sonra yönünü değiştirdi ve yanımdan geçip gitti. Bizi gören bir arkadaşım, O'nun her gün buraya yemek yemeye geldiğini söyleyince durumu anladım. O sıralarda kafamda türlü düşünceler, kendimce sıkıntı gördüğüm anlar vs vardı. Biraz kendimden utandım ve kendime dedim ki: sen ne basit şeylerle uğraşıyorsun, bak bu adamın ne derdi var. O'na göre benimkiler küçük şeylerden ibaretti.

Sonra arkadaşlarımın yanına gittim ve olayı anlattım. Akabinde dedim ki: Şikayet etmeme challenge'ına var mısınız? Süre 24 saat. Şimdi başlayacağız ve bir gün boyunca dilimizin ucuna şikayet gelince kendimizi durduracağız. 

Arkadaşlarım bana katıldı ve toplam 4 kişi olarak "24 saat boyunca şikayet etmeme" challenge'ına başladık.

10. dakikada yanıma biri geldi bir şeyler söyledi, ben de hemen;

- Dünya adil değil ki zaten, ne bekliyorsun, dedim..

Bunu söyleyince hemen durdum, daha ilk dakikalarda şikayete başlamıştım. Hemen kendimi toparladım. Sonraki saatlerde normalde şikayet dilini kullanacağım bir durum olduğunda aklıma hemen challenge geliyor ve kendimi durduruyordum.

24 saat geçti ve arkadaşlarımı aradım. Hepsi benzer şeyler yaşamışlardı. Dilimiz o kadar şikayete alışmış ki, bir çok durumda hemen şikayet diline geçiyoruz. bu challenge hoşlarına gitti, en azından farkındalığımız arttı.

Bunları neden anlattım? Şikayet dilini bıraktığımız zaman hayatımızda olumlu anlamda değişimler göreceğimizi düşünüyorum. Şikayet ettikçe bir şey düzelmiyor, aksine kendimizi daha çok aşağı çekiyor. Mental olarak da yorgun oluyoruz.

"Şikayet etme talep et" diye bir söz hatırlıyorum. İş yerlerinde çok işe yarıyor bu. Şu konuşmalar bir çok iş yerinde karşınıza çıkmıştır:

- Falanca bölüm şu işleri yapsa ne olurdu sanki...

- Şu kişi şunu yapsa bizim de işlerimiz hafifler....

Böyle şikayet etmek yerine, o kişiden şunu şöyle yapsan ne iyi olur şeklinde talepte bulunsak, sanırım işlerimiz daha yoluna girecek.

Bunun yanında devamlı şikayet etmenin insanın modunu düşürdüğünü ve çevresini de etkilediğini hepimiz görebiliyoruz.

O yüzden son söz olarak "Şikayet etmeyi bırak" diyelim.

Hadi siz de en azından 24 saatlik şikayet etmeme challenge'ına başlayın, bakalım o süre zarfınca farkındalığınız nasıl artıyor? 


 

26 Aralık 2023 Salı

İnsanları Memnun Etme Çabalarını Bırak

Sanırım bu bir yazı dizisi olacak : "Bırak

Bu dizinin ilk serisi ise: " İnsanları memnun etme çabalarını bırak

BIRAK

Yoksa siz hala insanları memnun edebilmek için kendinizden ödün vermeye devam ediyor musunuz?

Aman o iyi olsun, aman bu kırılmasın, aman şu darılmasın....

Yok öyle bir şey arkadaşım.

Bir an önce toparlanın ve bunu bırakın.

Bu fani dünyada kimseyi tam olarak memnun edemezsiniz.

Hem niye edeceksiniz ki, o da ayrı bir soru tabii.

Bu satırların yazarı, eskiden aman insanlar iyi olsun-memnun edeyim diye çabalar dururdu. Sonra şunu öğrendi ki, "insanın kendine zulmetmesi" diye bir kavram varmış.

Nasıl yani? Ne demek bu? 

Ben de kendime ilk önce bu soruyu sordum, ne demekti bu:

Eğer olması gerekenden fazla bir çaba içindeyseniz, hele hele karşınızdaki bunu hiç haketmeyen biriyse, aşırı çabalarınızla kendi hakkınıza giriyorsunuz demektir. Ve bu da insanın kendine zulmetmesi anlamına geliyormuş.

Bunu asla unutmayın ve kendinize düstur eyleyin.

Naçizane bu moda geçtiğim zamandan beridir gayet iyi ve huzurluyum. Kimsenin nazını çekemem, yapmam gerekeni yaptıktan sonra yoluma devam eder giderim. 

Eğer bu yazıyı okuyorsan aynaya bak, kendi hayatına bak: gerçekten insanları memnun etme çabalarında aşırıya kaçıyor musun? Ne zaman aşırıya kaçtığın bir davranışın olsa zaten sonucunu alamıyor ve yaptığından pişmanlık duyuyorsun, değil mi? 

O zaman kendine daha fazla haksızlık etme ve bu davranışını törpülemeye başla. İnan zamanla kendini çok rahat ve huzurlu hissedeceksin. Çünkü insan çok garip bir varlık, bunu unutma :)

Şu açıdan da yaklaşayım: bu davranışlar içindeysen, çok fazla empati çok fazla iyi niyet vs vs kalp çakranı fazla çalıştırdığın anlamına geliyormuş. Bunu önlemek/dengelemek için boğaz çakranı çalıştırmalısın. Yani, bu işleri bırakmalısın.

Yapmalısın etmelisin gibi nasihatvari konuşuyorum ama bunlar benim kendime hatırlatmalarım aslında. Sen de ne kadar erken öğrenebilirsen o kadar iyi olur senin için.

Bu yazıyı, şu bir kaç günde organize etmeye çalıştığım yüzden fazla kişilik şirket yemeği esnasında yaşadıklarım için yazmak istedim. Tahmin edersiniz ki, bu kadar insan varsa hepsini memnun etmek mümkün değil böyle etkinliklerde. Bir çok eleştiri aldım, hepsine de yazının başlığındaki cümleyle karşılık verdim : "İnsanları memnun etme çabalarımı bırakalı çok oldu, isteyen gelir isteyen gelmez, herkes kendi bilir".

Size de tavsiye ederim, çok iyi hissediyorsunuz :)


Not: Bu, "bırak" yazılarına sanırım devam edeceğim. Hayatımızı dengede tutmak için bazı şeyleri bırakmamız gerekiyor. Ancak o zaman kendimizi huzurlu bir denizin sakin kıyılarına bırakabileceğiz.