iş hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iş hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Kötü Bir Yönetici Olmanın 10 Şartı

Kötü bir yönetici olmayı kim ister? Hiç kimse kendine konduramaz tabii. Çoğu yönetici iyi olduğunu düşünür ama aynaya bakmayı istemez nedense. İster 10 kişiyi yönetin, ister üst düzey yönetici olun başarılı olmak ve daha da ilerleyebilmek için bazı konulara dikkat edilmesi gerekir.

Bu yazıda ironi olarak kötü bir yöneticin sahip olacağı 10 özelliği sıraladım. Liste uzayıp gidebilir haliyle. Sizin de ekleyecekleriniz varsa yorum olarak  iletebilirsiniz.

1- Asosyal Olun

Sosyal olmaya ne gerek var? Zaten işim başımdan aşkın, zamanım yok, bir de insanlarla birlikte mi olayım?

2- Çalışanlarınızı Takdir Etmeyin

takdir
Takdir etmeyi öğrenin

İyi bir iş yapıldığında neden takdir edeyim ki? İş tanımında yazılan konular bunlar. Tüm başarıları kendime mal ederim.

3- Subjektif Olun, Ayrımcılık yapın

ayrımcılık
Objektif olmaya çalışın

Bazı çalışanlar bana daha yakın, onlara torpil geçebilirim, herkese eşitlik de neyin nesi? Sözümden çıkmayan çalışan candır, itiraza tahammülüm yok.

4- Hatalarınızı Üstlenmeyin

Ortada bir hata varsa neden ben üstleneyim ki? Birinin üzerine atar kendimi suyun üzerine çıkarırım.

5- Yeniliklere Karşı Olun

yenilik
Yeniliklere açık olun

Mevcut bilgilerimi öğrenene kadar epey uğraştım, bunlarla idare edebilirim, yeniliğe ne gerek var?

6- Çalışanlarınıza Güvenmeyin

güven
Çalışanlarınıza güvenmeyi öğrenin

Yönetici olduğuma göre herşeyi ben bilirim ve kimseye güvenmem

7- Eleştirilere Tahammül Etmeyin

eleştiri
Eleştirilere açık olun

Başkalarının fikirleri önemsizdir, benim dediğim olacak.

8- İşleri Delege Etmeyin

Zaten yapamazlar ki, delege etmenin anlamı yok.

9- İş Arkadaşlarınızla Yemeğe Çıkmayın

şirketyemekleri
İş yemekleri önemlidir

Şirket yemeklerine katılmam, bir de çalışanlarla birlikte mi olacağım?…

10-İletişim Tekniklerini Kullanmayın

iletişim
İletişim tekniklerini önemseyin

Konuşurken göz teması kurmanın anlamı yok, utanıyorum zaten. Bir de tebessüm etmeye gerek yok, asık surat ciddiyettir…



9 Mayıs 2014 Cuma

İşyerlerindeki 5 Çalışan Profili

İşyerlerindeki 5 Çalışan Profili

Günlük yaşamımızın çoğu işyerinde geçiyor ve çok farklı karakter ve tiplerle beraber bu zaman dilimini geçiriyoruz. Kimiyle iyi geçinirken kimiyle de geçinemiyoruz. Aşağıda Yeniasır Gazetesi’nden alıntı yazıyı paylaşmak istiyorum. Bu yazıda işyerlerinde çalışanlar 5 gruba ayrılmış. Bakalım ne kadar tanıdık geliyor 🙂

İşyerlerindeki 5 Çalışan Profili

Bal yapmayan arılar:
Sürekli şikayet ederler ve onları mutsuz edecek mutlaka bir bahaneleri vardır. Şirkette iyi giden hiç bir şey yoktur, mevcut yöneticiler beceriksizdir, kendileri keşfedilmediği sürece bu hep böyle devam edecektir.
Kulis yapma konusuna uzmandırlar ve bir virüs gibi bu hastalığı herkese bulaştırırlar, özellikle yeni başlayan çalışanlar için çok tehlikelidirler.
Kendileri dışında herkes kötü niyetlidir. Başarısızlıklarını sürekli geçmişteki küçük başarılarından bahsederek gizlemeye çalışırlar. Performansları, onu sevmeyenler tarafından sürekli engellenir. Üstün performanslılar onlara göre “taklacı”dır.
Eğer onları koruyan kollayan bir “dayıları” yoksa bir yerde fazla kalamazlar.
Birinci gruptan mümkün oldukça uzak durun, pozitif enerjinizi alıp motivasyonunuzu alt üst ederler.

İşe gitmeyip işini bilenler:

Bulunmamaları gereken her yerde bulunur, bulunmaları gereken hiçbir yerde bulunmayan tiplerdir. İşlerin tam olarak ne içindedirler ne de dışında. Görevleri icabı (!) sık sık dışarıda bulunmakları gerekir. Başlarını kaşıyacak zamanları da yoktur.
Patronun kim olduğu onlar için önemli değildir. Çünkü nasıl olsa hepsini çok rahat avlayacaklardır. Hiçbir iş yapmadan, çok iş yapıyor gibi görünme üzerine ellerine kimse su dökemez. Mesleki kariyerleri maskelerinin ömrü ile doğru orantılıdır. Hiçbir açık vermeden yalanı yalanla kapatabilme yetenekleri şaşırtıcıdır. Genelde aranan bir profildir.
Bu gruba mesafeli durun. Zira sizi kullanma ihtimalleri çok yüksektir.

Suya sabuna dokunmayanlar:

Ellerindeki ile yetinip fazlasını aramazlar, bulundukları nokta onlar için idealdir. Kariyer hırsları yoktur dolayısıyla daha mutludurlar.
Herkesle iyi geçinirler, üstlerine saygıları oldukça iyidir. Onlara itiraz etmeyi akıllarından bile geçirmezler, amir her zaman en iyisini bilir.
Değişime çok açık değildirler. Mevcut durum, ulaşılabilecek en mükemmel bir noktadır. Eleştirel yaklaşanları ve farklı düşünenleri pek benimsemezler.
Eğer bir kazaya kurban gitmezlerse emekli oluncaya kadar aynı yerde çalışabilirler hatta emeklilik sonrası da sözleşmeli olarak devam ederler.
Üçüncü gruba yakın olmanızda fayda vardır. Mutlaka yardımları dokunur.

Reklamsız efeler:

İşleri konusunda uzman olmalarına rağmen gösterişten ve reklamdan hiç hoşlanmazlar. İhtiyaçları da yoktur zaten. Kişisel kaliteleri ile ayakta kalmayı tercih ederler. Patron etrafındaki güç odakları bunları ekibe dahil etmek ister ama protest yapıları dolayısıyla ya ezilen grubun yanında yer alırlar veya serbest takılırlar. Bitaraf olup bertaraf olma ihtimalleri çok yüksektir.
Değişime çok açıktırlar. Pahası ne olursa olsun eleştirmeyi ve farklı şeyler söylemeyi çok severler. Mevcutla yetinmeyip sürekli arayış içindedirler. İdealist oldukları için iş hayatında pek de mutlu olamazlar. Haksızlıklara tepkilerini yüksek sesle dile getiriler, mesajlarını açık ve net verirler. Doğrular mutlaka vurgulu söylenmelidir onlar için. Bu tepki tarzı uzun vadede onlara çok şey kaybettirir.
Dördüncü grubun bilgi ve derinliğinden mutlaka bir şeyler almalısınız.

Profesyonel pazarlamacılar:

İyi yapılan şey zaten satacaktır. Eksik işleri ustaca ambalajlayıp başarıyla piyasaya sürmek onları farklı kılan özellikleridir. Ne zaman, nerede, kiminle olacaklarını çok iyi bilip, ona göre her an donanımları mevcuttur. Hedeflerine ulaşma adına bazı manevraları profesyonellik kılıfına çok rahat uydururlar. İş motivasyonları ve özgüvenleri yüksektir. Kolay demoralize olmazlar. Kendilerini çok hızlı rehabilite edebilirler. “Damara göre şerbet verme” konusunda özellikle patronun nabzı konusunda uzmandırlar. Aynı anda her tarafı çok rahat idare edebilirler. Kendilerini farklı bir yerde görüp öyle de davranırlar. Patronun onlara duyduğu sempatiyi ve terfi hızlarını hiçbir zaman anlayamazsınız.
Beşinci gruba yakın olmanız yararlı olabilir. Şunu da unutmayın; Pastayı sizinle paylaşmak istemeyebilirler.

Sonuç olarak; İş hayatı, genellikle bu beş grup çalışanın çatışması üzerine kuruludur. Normal şartlarda bayrağı göğüsleyenler daima beşinci grup çalışanlardır. Kendini aşmış, kompleksi olmayan amirlerle çalıştıkları takdirde dördüncü grup da başarılı olabilir. Ancak Türk şirket kültüründe bu biraz zordur. İkinci ve üçüncü grup, bir şekilde varlığını sürdürürken birinci grup iş hayatı boyunca acıların çocuğu olmaya mahkumdur.



Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine