Çernobil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çernobil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Kasım 2014 Pazar

Bir Kamyonete Sığabilen Nükleer Füzyon Santrali

Dünyanın en büyük silah ve savunma sanayi şirketi olan Lockheed Martin bir kamyonete sığabilen ve 100 MW’lık güç üreten nükleer santral geliştirdiğini iddia etti. Şirket, füzyon temelli bu proje kapsamında, nükleer enerji alanında yeni bir çığır açacağını söylüyor.

nükleer füzyon

Enerjide teknoloji devrimi olabilecek bu santral, fizyon teknolojisiyle çalışan bildiğimiz nükleer santrallerden farklı bir teknolojiye sahip. Peki fizyon ile füzyon teknolojisi farkı nedir, önce buna bakalım.

Fizyon ve Füzyon Teknolojisi Arasındaki Fark

Günümüzde dünyada yaklaşık 400 adet bulunan nükleer santraller, fizyon/fisyon teknolojisiyle çalışıyor. Fisyon, kütle numarası çok büyük bir atom çekirdeğinin parçalanarak kütle numarası küçük iki çekirdeğe dönüşmesi olayıdır. Fisyon reaksiyonlarında radyoaktif elementler kullanılır ve tepkimeler için bir ilk enerjiye (aktiflenme enerjisi) ihtiyaç vardır. Reaksiyon sonucunda kararsız çekirdekler ve nötron oluşur. Oluşan nötronların her biri yeni bir uranyum atomu ile tepkimeye girer. Bu esnada açığa çıkan nötronlar ortamdan uzaklaştırılmazsa tepkime zincirleme olarak devam eder.

Fizyon/fisyon nedir?
Fizyon/fisyon nedir?

Örneğin, Uranyum-235 nötron bombardımanına tutulur. Bombardımanda uranyum mevcut nötronlarından birini bile kaybetse kararsız bir hâl alır ve bu tepkime zincirleme reaksiyona girerek madde kendini parçalar. Ardından Baryum 142 ve Kripton 91‘e dönüşür. Bununla birlikte üç nötron salar ve yüksek miktarda gama ışıması yapar. Bu yaklaşık 25.000 ton kömürün enerjisine eşittir. Fisyon tepkimelerinde açığa çıkan enerji nükleer reaktörlerde kontrollü olarak kullanılarak enerji elde edilebilir.

Yazıya konu olan füzyon/füsyon ise, iki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturmasıdır. Bu işlemle oluşturulabilecek en ağır element demirdir. Reaksiyona giren çekirdekler, hidrojen veya izotopları deuterium ve tritium gibi düşük atom numarasına ait elementlerde ortaya çok büyük miktarda enerji çıkar. Nükleer füzyonun bu devasa enerji potansiyelinden ilk olarak, 2. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, hidrojen bombası olarak da bilinen termonükleer silahların üretiminde istifade edilmiştir. Füzyon tepkimeleri Güneş‘de her an doğal olarak gerçekleşmektedir.

Füzyon nedir?
Füzyon nedir?

Fizyon ve füzyon hakkında bilgi edindikten sonra Pentagon’un en büyük tedarikçisi olan şirketin füzyon enerjisi projesinin başındaki ismi olan Tom McGuire, bir kamyonete sığan küçük boyuttaki nükleer reaktörün mevcutlarından 10 kat daha küçük olduğunu  ve 100 MW’lık enerji elde edilebileceğini söylüyor. Kompakt füzyon reaktörünün bir sene içinde testlerden geçeceği, 5 yıl içinde ise prototipinin üretileceği ve son olarak 10 yıl sonra ise “minyatür nükleer santrallerin” kullanıma hazır olmasının planlandığını belirtiyor.

lockheed-küçük-nükleer-santral

Eğer proje hayata geçerse düşük maliyetle seyyar diyebileceğimiz nükleer reaktörler yapmak mümkün gibi görünüyor. Ama bu teknolojiyi dünyanın geri kalanına ne zaman açarlar, orası muamma tabii 🙂

Yeni Enerji Kaynaklarına Olan İhtiyacımız

Hepimizin bildiği üzere fosil yakıtların sonu yaklaşıyor. 50 veya 100 yıl içinde fosil yakıtlar bitecek. O yüzden çevre dostu yeni enerji kaynaklarının kullanımı ve üretilmesi şart gibi görünüyor. Fosil yakıtlar aynı zamanda dünyayı ve atmosferi kirlettiği için iklimsel değişikliklere de sebep oluyor. Bir de dünyanın ileri ülkelerinin kullandığı -şimdiki haliyle- nükleer santraller var.

Nükleer enerji bir zamanlar geleceğin ucuz enerji üretimi kaynağı olarak görülürdü. Bugünkü santraller fizyonla, yani radyoaktif elementlerin çekirdeklerinin parçalanmasıyla enerji üretiyor. Ancak yaşanan birkaç kaza, özellikle 1986’da yaşanan Çernobil Faciası kamuoyunun nükleer enerji ile ilgili algısını değiştirdi. Bu konuda 2006’da yazdığım yazıya bakabilirsiniz : Çernobil Felaketi.

Nükleer enerji üretimi sıkı güvenlik önlemleri altında, gerekli kaplama ve ısı yönetimi sağlanırsa güvenli. Bu sağlanmazsa reaktörün çekirdeği ısınarak patlıyor ve çevredeki havaya, suya ve toprağa karışarak bölgeyi uzun seneler radyoaktif hale getiriyor. En son Japonya’daki tsunami sonrası yaşanan Fukuşima Santrali sızıntısı (11 Nisan 2011), mevcut nükleer santraller konusunda algıları iyice değiştirdi. Türkiye’de de-bence çok geç kalınmış- nükleer santral kurma çalışmaları devam ediyor. Karşı çıkılsın veya çıkılmasın, sanayisi %60 oranında dışardan gelen doğalgaza bağlı bir ülke olarak kendi enerjimizi üretme konusunda çok geç kalmışızdır. Dünya -bu yazıda da değindiğim üzere- yeni ve güvenli teknolojilere yelken açarken biz maalesef treni kaçırmak üzereyiz. Nükleere karşı çıkanlar olacaktır, buna birşey diyemem fakat güçlü bir ülke olabilmek için enerjide dışa bağımlı olmamak gerekir. Şimdi Rusya veya İran’la aramızda sıkıntı olsa ve gazı kesseler, biz vatandaş olarak evlerimizde soğuktan donarken sanayimiz de durma noktasına gelecektir. Konu uzun ve tartışmaya açık, o yüzden füzyon santraline biraz daha devam edip yazıyı bitirelim.

Füzyon, fizyon kadar ucuz ancak çok daha güvenli bir enerji alternatifi sunabilir. Bu süreç yıldızlara enerji sağlayan süreçle aynı. İki atom çekirdeğinin birleşimi büyük bir enerji salımına neden oluyor.

Ohio Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölüm Başkanı David Ingram nükleer füzyon elde etmenin zorluğunun, sürecin gerçekleşmesi için Güneş’in yüzeyindeki ısılara ulaşılması zorunluluğu olduğunu söylüyor.

Bunu yapmak için ya çok karmaşık mıknatıslara ya da çok büyük lazer sistemlerine gereksinim olduğunu söyleyen uzman Lockheed’in ise farklı bir yaklaşıma sahip olduğunu söylüyor. Lockheed, manyetik ayna kullanarak sıcak, elektrik yüklü parçacıkları reaktörün içine hapsediyor. 

Middle Tennessee Eyalet Üniversitesi’nden nükleer enerji güvenliği uzmanı Michael Allen, füzyon reaktörlerinin aynı zamanda çok daha güvenli olduğuna dikkat çekiyor.

Sürecin geride ısı ya da radyoaktif fizyon kalıntıların bırakmadığını belirten uzman bir kesinti olması durumunda sürecin sadece durduğunu söylüyor. Allen aynı zamanda bu uranyum ya da plütonyum kullanılmadığı için nükleer silah da yapılamayacağını hatırlatıyor. Allen, bu teknoloji başarıya ulaşırsa bunun insanlık tarihindeki en büyük olaylardan biri olacağını söylüyor. Uzmana göre bu elektriğin, içten yanmalı motorun icadı, bireysel bilgisayarların üretimi ya da İnternet gibi bir devrim olabilir.

 

1 Eylül 2014 Pazartesi

Radyasyon Hakkında Bilmediklerimiz

Radyasyon kelimesini duyduğumuzda ilk anda bilinçaltımızdan gelen bir etkiyle olumsuz bir düşünce belirir aklımızda. Hastanelerin röntgen odalarında daha çok rastlarız bu ibareye: “Radyasyon Riski”. Bunun yanında Çernobil Felaketi,nükleer santraller, mikrodalga fırınlar ve  baz istasyonları vb gibi birçok farklı alan. Bu konuda bilgi kirliliği o kadar fazladır ki, insanın aklının karışması kaçınılmazdır.

(Çernobil felaketi ile ilgili yazım: Çernobil Felaketi )

İçinde bulunduğumuz küresel dünya ve tabii kapitalist düzen, bilgileri işine geldiği gibi size sunabilir:  Çernobil Felaketi’nde Doğu Karadeniz’den daha çok etkilenen Edirne’den kimse bahsetmezken neden sadece Doğu Karadeniz’e odaklanılmıştır? Baz istasyonları konusunda istediğini elde edemeyenler, hiç alakası olmadığı halde istasyonları nasıl kanserle ilişkilendirebilmişlerdir? Bu sorular uzayıp gidebilir. Bize düşen doğruya ulaşmak için bilime sarılmaktır. Bilim, ne diyorsa onu doğru kabul etmek gerekir.

Bu konuları sırayla yazmak istiyorum, ilk etapta radyasyon nedir / zararlı mıdır gibi konulara değinip bilgi vermeye çalışacağım.

radiationsymbol
Radyasyon nedir?

Radyasyon nedir ve çeşitleri nelerdir?

Radyasyon (veya ışınım), kısaca radyoaktif maddelerden elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar şeklindeki enerji yayınımı veya aktarımıdır.  Radyoaktif maddelerin Alfa/Beta/Gama gibi ışınları yaymasına veya uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına da radyasyon denir. (Radyasyon kelimesi korkutucu geldiyse ışınım kelimesini de kullanabilirsiniz)

İki çeşidi vardır: Doğal ve Yapay Radyasyon.

1- Doğal Radyasyon:

Dünyamıza uzayın her yönünden radyasyon gelmektedir. Bunların bazıları elektromanyetik radyasyonlar ve bazıları da kozmik ışınlardır. Çevremizdeki en büyük elektromanyetik radyasyon kaynağı Güneş ve bir kısmını dünyamıza yansıtan Ay’dır.

Ayrıca dünyamızın kendisi de, barındırdığı radyoaktif elementler sebebiyle doğal bir radyasyon kaynağıdır.

2- Yapay Radyasyon

Doğal radyasyon dışında insan eliyle yapılan teknolojik aletler de radyasyon yaymaktadır. Bu türden radyasyon kaynaklarının bazıları şunlar:

radarlar / yüksek gerilim hatları / transformatörler /  Tıpta kullanılan (ultrasonlu olanlar hâriç) görüntüleme cihazlarının çoğu / lâzerler / kömür yakarak enerji üreten termik santrallerin dumanları ve külleri / nükleer tesislerin  yeterince güvenlik altına alınmamış olanları / nükleer tıpta kullanılan radyoaktif maddeler ile görüntüleme ve tedavi cihazları / televizyon ve bilgisayar ekranları / mikrodalga fırınları / radyo ve televizyon vericileri / cep telefonları ve baz istasyonları / bazı saatlerin rakamlarının karanlıkta görülmesini sağlayan fosforlu boyalar / Japon sobası denilen ve gaz yağı yakan sobalara mahsûs toryumlu fitiller / topraktan radyoaktif potasyum alan domates ve patates / muz gibi meyve ve sebzeler…..

Ayrıca insan vücûdu da:

1- toprakta doğal olarak bulunan karbon-14 ve potasyum-40 gibi radyoaktif maddelerin meyve ve sebzelere de geçebilmesi ya da;

2- topraktan fışkıran radyoaktif radon gazının solunması dolayısıyla, zorunlu olarak, radyoaktif maddelere ve bunların yaydıkları radyasyonlara yataklık eder.

Aşağıdaki görselde görüleceği üzere dünya genelinde alınan radyasyon dozu oranının %85’i doğal kaynaklardan gelmektedir. Geri kalan %15  ise yapay kaynaklardan alınır.

radyasyon1
Doğal ve yapay radyasyon kaynaklarından alınan dozlar

Sonuç itibariyle radyasyondan kurtulmanın imkânı yoktur. Radyasyon uzayın ve insanın doğasında mevcuttur ve mevcut olmaya da devam edecektir. Burada önemli olan ne ölçüde bir radyasyon dozunun insan sağlığına zarar verdiği ve bunun önüne geçmek için ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğidir

Yazı dizisi devam edecek…..

Kaynaklar:

Vikipedi : Radyasyon – Vikipedi

Bilkent Üni. :  radyasyon nedir?

A.Yüksel Özemre (TAEK Eski Bşk) : RADYASYON PARANOYASI



Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine