beyin dalgaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
beyin dalgaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mayıs 2015 Cuma

Belki Bir Gün Beyinlerimiz de İnternete Bağlı Olacak?

Belki Bir Gün Beyinlerimiz de İnternete Bağlı Olacak?

Akıllı diye tabir ettiğimiz tüm cihazların internete ve dolayısıyle birbirine bağlı olması fikrine alıştık artık. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things) denilen kavram, gelecek yılların ön plana çıkacak konusu. Evde kullandığımız tüm cihazlardan arabamıza, alışveriş yaptığımız mağazalardan şehir içindeki tüm alanlara kadar her şey birbirine bağlı olacak. Peki makine olmayan vücutlarımız da bir şekilde internete bağlı olabilir mi?

Beynimiz internete bağlı olacak mı?
Beynimiz internete bağlı olacak mı?

Bunun ilk adımı olarak araştırmacılar iki beyin arasında ilk e-posta gönderimi için çalışmalarını sürdürüyor. Aklımızdan geçen bir düşünceyi yan odadaki veya dünyanın herhangi bir yerindeki arkadaşımıza iletmek belki de ileride mümkün olacak.

Barcelona merkezli Starlab şirketi böyle bir çalışma yürütüyor. Hindistan’da bulunan bir adamın kafa derisine beyin dalgalarını kaydedip bilgisayara aktaracak bir düzenek takılıyor. Ayaklarını hareket ettirdiğini hayal etmesi, bilgisayara 0 (sıfır) komutunu iletiyor ve ellerini hareket ettirdiğini hayal etmesi ise 1 (bir). Daha sonra bu sıfır ve birler dizisi internet üzerinden Fransa’nın Strasbourg kentindeki TMS Robot adı verilen bir cihazın bağlı olduğu bir adama gönderiliyor. Beyine güçlü fakat kısa elektrik darbelerini iletmek için tasarlanmış olan bu TMS Robot, gönderilen dataları (el veya ayak hareketi düşüncesini) algılamayı başarıyor. Basit gibi görünse de başlangıç olarak hiç de fena sayılmaz bence. Detaya bu adreste bakabilirsiniz.

Konuyla ilgili tek çalışma bu değil tabii. Harvard ve Washington Üniversitesi’nde benzer çalışmalar yürütülüyor. Washington Üniversitesi’nde uzaktan beyin iletişimiyle basit bir bilgisayar oyunu oynanmasını anlatan bu videoyu izleyebilirsiniz:

Bu çalışmalara ilaveten beynimizin yaydığı çok düşük frekanslı dalgaları çözebilme üzerine de araştırmalar yapılıyor. (Beynimiz alfa, beta, gama gibi frekanslar yayıyor. Bilinçaltımızı temizleme ve 25.kare konularında ayrı bir yazı yazmayı düşündüğüm için burada ayrıntıya girmiyorum). Bu frekansları çözebilirsek belki de karşımızdaki insanın aklından neler geçiyor, çözebileceğiz. Benzer mantık baz istasyonları çalışma sisteminde de var. Baz istasyonları belli frekanslarda yayın yapıyor, elimizdeki telefonlar o frekans bandında karşılıklı haberleşiyor. Bir arama geldiğinde telefonun zili çalıyor ve konuşuyoruz, normal haldeyken telefon, baz istasyonunda gelen frekansları dinliyor, tarıyor ve çözüyor diyelim….

Aslında zihinden bir başkasına düşünce gönderme veya zihin okuma diyebileceğimiz bu konu telepati adı altında çok uzun zamandır inceleniyor. Özellikle 2. Dünya Savaşı esnasında düşman devletlerin birbirlerinin gizli askeri planlarını ele geçirmek üzere psişik yetenekleri çok kuvvetli telepatları kullandığı biliniyor. Bir de eskilerin “hissi kablel vuku” dedikleri altıncı his konusu var ki, o da yeni bir şey değil.

Teknoloji geliştikçe binlerce yıldır insanların yapmak istediği bu tür konular artık normal sayılacak belki de gelecekte. Ama bu insanlara fayda getirecek mi, orası ayrı bir konu. Mevlana’nın Mesnevi’sinde hayvanların dilinden anlamak için Hz. Musa’ya yalvaran ve sonunda isteği kabul edilen ama başına gelmedik iş kalmayan bir kişinin hikayesi vardır, okumanızı tavsiye ederim. Belki de gelecekte böyle üstün sayılabilecek yeteneklerle donanmış insanlar, bizim bugünkü halimizden daha da mutsuz olacaktır. Teknoloji kullanımı arttıkça mutsuzluğumuz artıyor mu, bu da ayrı bir yazı konusu olsun.



25 Ocak 2015 Pazar

Samsung'un Beyin Dalgaları ile Felci Önceden Tespit Edebilen Sensörü

Samsung‘un Ar-Ge merkezi olan Creativity-Lab (C-Lab) araştırmacıları, beyin dalgalarını ölçerek felci önceden tespit edebilen bir sensör üzerinde çalışıyor.

Samsung C-Lab
Samsung C-Lab

Samsung, Apple, Google gibi büyük teknoloji firmaları sadece bildiğimiz alanlarda değil başka alanlarda da araştırmalar yaparak dünya teknoloji sahnesinde kalıcı olmaya çalışıyor. Başka bir yazıda bunları detaylı bir şekilde ele alacağım.

Samsung C-Lab araştırmacılarının üzerinde çalıştığı projenin adı: EDSAP. Early Detection Sensor & Algorithm Package (Erken Tespit Sensörü-Algoritma Paketi). EDSAP projesi içinde bir sensör seti ve gerekli algoritma yeralıyor. Sensörler beyin dalgalarını takip ederek gerekli verileri topluyor ve belli bir algoritmaya göre tahminlerde bulunuyor. Kullanıcı, akıllı telefon veya tabletini bu sisteme bağlıyor ve başlıkta bulunan sensörler, 60 saniye içinde beyin dalgalarını telefondaki uygulamaya gönderiyor. Gönderilen beyin dalgaları, uygulama tarafından belli bir algoritma içinde değerlendirilerek felç tehlikesi olup olmadığını değerlendiriyor.

Beyin Dalgaları
Beyin Dalgaları

Bu verilerle felcin yanında tarama seviyesi artırıldığı takdirde stres, anksiyete ve uyku düzeni ile ilgili faktörler de takip edilebiliyor. Tabii ki, elde edilen verilen kesin sonuçlar olmadığı için mutlaka tıbbi bir denetime girilmesi gerekiyor. Ama en azından önleyici tedbirler açısından uyarı görevi görmesi, belki de bir felci önleyebilecektir.

Samsung araştırmacıları, EDSAP projesinin piyasadaki diğer beyin dalgalarını kontrol eden cihazlardan kolay giyilebilmesi, kısa zaman içinde verileri alabilme gibi özelliklerinden dolayı üstün olduğunu söylüyor. Orjinal yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Samsung ve Apple’ın hali hazırda kendi sağlık uygulamaları var: S-Health ve Health Kit. Bu haliyle bizim veri girmemizi bekliyor ve bu bilgileri sadece istatistik olarak gösteriyorlar. Oysa daha akıllı uygulamalar olması için harici bir şekilde telefonumuza veri göndermek gerekiyor. Belki ilerde akıllı saat veya bilekliklerle vücudumuzla ilgili sağlık verilerini telefona iletip daha detaylı analizleri yapabilecekler. Samsung’un EDSAP projesi bu anlamda tetikleyici olabilir.

12 Ekim 2014 Pazar

Rüya ve Düşüncelerimiz Yakın Gelecekte Görüntülenebilecek mi?

Bilim insanları, rüyalarımızı ve düşüncelerimizi okuma yolunda araştırmalarını hızla sürdürüyor.

beyin dalgaları

Bunlardan bir tanesi de fMRI (İşlevsel Manyetik Rezonans Görüntüleme) denilen bir yöntemle beyin faaliyetlerimizin önce bir veri tabanına kaydedilip daha sonra bu verilerin işlenerek görüntüler elde edilmesi şeklinde. Önce bu konuyla ilgili videoyu izleyelim. Sonra yapılan çalışmanın detaylarına geçeriz:

Bu çalışmada deneklere rastgele görüntüler izletiliyor ve eş zamanlı olarak beyin dalgaları kaydediliyor. Kaydedilen bu bilgiler bir veri tabanına işleniyor. Daha sonra kayıtlı olan beyin aktivitelerinden yararlanılarak bilgisayar tarafından sentezlenmiş görüntüler ortaya çıkarılıyor. Videoda görüldüğü üzere birebir eşleşme şu an için mümkün görünmüyor ama en azından beyin dalgalarının bir kütüphaneye işlenmesi ve oradaki bilgiler yardımıyla tahmini görüntüler oluşturulması açısından önemli bir çalışma. Günümüzdeki çok güçlü bilgisayarlardan yararlanılarak elimizde çok ama çok büyük bir beyin-video dalgaları kütüphanesi olursa bu verilerden yola çıkarak izlenen bir görüntünün / görülen bir rüyanın / aklımızdaki bir düşüncenin görsel çözümlemesi yapılabilir.

fMRI yöntemini merak ediyorsanız bu videoya göz atabilirsiniz:

İnsanoğlunun ilk zamanlardan beri başkasının düşüncesini okuma hayali hep vardır. 6. Hissi kuvvetli insanların bu anlamda deneyimleri bizlere göre daha fazladır sanırım. Tam olarak düşünce okuma olmasa da eskilerin “hissi kablel vuku” dedikleri önsezi vakalarını zaman zaman hepimiz yaşamışızdır. Uzun süredir görüşmediğimiz bir arkadaşımız aklımıza gelir ve biraz sonra ondan telefon geldiğini görürüz !! Aslında bu anlamda beyin dalgaları üzerinden uzaktan iletişim kurma çalışmaları da yok değildir. Bu da ayrı bir yazı konusu olsun.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir:

Beyin Kontrolü ile Araba Sürebilir miyiz?
 
Zamanda Geçmişe Yolculukla Acılarımızı Silebilir miyiz?

Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine