dağ bisikleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dağ bisikleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Hangi Bisikleti Almalıyım? (5) Dağ Bisikletleri

Hangi Bisikleti Almalıyım yazı dizisi 5. bölüm. Bu yazıda Dağ Bisikletlerinin incelemesi devam edecektir.

Dağ bisikletlerinde önemli bir ayrıntı da, fren sistemleridir. Çok fazla çeşidi ile karşılaşmışlığım var. U-fren, cantilever fren, V-fren, telli disk fren ve hidrolik disk fren piyasada görebilecekleriniz.

U-fren, 1990’larda Bianchi’nin Thomisus ve ilk meta modellerinde bir görünüp bir kaybolmuş modeldir.

Arasanız bile artık ancak hurda bisikletlerde rastlarsınız diye iddialı konuşayım.

U-fren

Cantilever veya daha sonrasındaki ufak modifiye V-frenler ise hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu frenlerde, fren elciğindeki güç, fren borusu içindeki fren kablosu ile janta değen fren pabuçlarına aktarılır ve frenleme sağlanmış olur.

Fren pabucu dediğim şey, janta paralel duran ve freni sıktığınızda janta değen parçalardır. Fren ayaklarına monte edilirler ve fren ayakları ise ön maşa ve arkada kadroya monte edilirler.

Fren pabuçları ve bunların monte edildiği V-fren ayakları aşağıdaki gibidir.

V-FREN

V-FREN-2

Cantilever frenler ise V-frenlerin öncüsüdür. İki fren ayağı kısa bir telle birbirine bağlanır ve bu kısa tel, fren elciklerinden gelen tel ile çekilerek frenleme sağlanır. V-fren, o aradaki küçük deli devre dışı bırakarak, fren sistemindeki detayı azaltmıştır. Cantilever fren ayakları ise aşağıdaki gibidir.

cantilever

Fren elcikleri, U, cantileverr, V-fren ve mekanik disk frenlerde farklılık göstermez. Hepsi, mevcut teli çekmek için kullanılır.

fren_elciği

Disk frenlerin ise getirileri ve götürüleri el ele gitmektedir. Bir kez sistemde artık fren ayakları kaliperlerle yer değiştirmiştir. Fren pabuçları farklıdır. Bu frenler ise doğrudan tekerlek göbeğine monte edilir. Bu nedenle bisikletin tekerlek göbekleri uyumlu olmalıdır. Bisikletim disk-fren uyumlu, disk fren takabilirim dediğinizde, teker göbekleri ve mümkünse jantlarınızı değiştirmeniz gerekir. Fren elcikleri, hidrolik disk frene geçmeniz durumunda kullanılamaz.

Üstelik disk fren sistemleri, diğer fren sistemleri ile kıyaslanınca daha ağırdır. Ucuzları ise gayet pahalıdır. O zaman bu eziyete ne gerek var?

Başıma gelen 2 ayrıntıdan bahsedeyim o zaman.

Disk fren dışındaki frenler, jantınız ıslanırsa kuruyana kadar doğru ve sağlıklı frenleme yapmaz.

Çamuru yapışkan bir yola girdiğinizde, dış lastiğe sıvanan çamur, diğer fren sistemlerine de sıvanarak bisikleti hareket edemez hale getirir.

Bu sebeplerle ilgili sorun yaşadıysanız disk-fren tercihiniz uygundur. Üstelik disk frenlerin frenleme mesafesi daha kısadır ama bu alışana kadar dikkat etmeniz gereken bir husustur. Bisikletinizin üzerinden nasıl da düştüğünüzü anlamayabilirsiniz. Ama disk fren, kullanımda daha çok güven vermiştir bana. Son bir hatırlatma, ilk çıktığında, disk fren ayarından anlayan bir ustaya rastlamak çok zordu. Garanti kapsamında ben dokunmak istemediğim için epey bir usta arayışım olmuş ama yapılan bakımı görünce korktuğum detaylarda olmadığını farketmiştim.

V-fren bakımı ise daha basittir. Uzun yolda v-fren öneririm. Nihayetinde, basit güzeldir.

Mekanik disk frenler, frenlemeyi disklere tel ile aktarır, hidrolik olanlar ise hidrolik yağ ile.

Hidrolik olanların elciklerinde hidrolik yağ haznesi vardır ve bu hazne sızdırmaz bir boru ile kaliperlere ve oradaki fren pabuçlarına aktarılır. Bir sızıntı bu frenleri çalışmaz hale getirir.

kaliper_frenpabucları

En üstteki parçalar, kaliperlerdir, fren pabuçları bunların içindedir ve disk bunların içinden geçer. Elciklerin yazılı kısmı yağ hazneli pompalardır, alttakilerde sızdırmaz borulardır.

disk

Disklerin de yukarıdaki gibi kullanıldığını belirtmemiz gerekiyor.

disk-2

Kaliperin maşaya monte edilmiş hali ile beraber, tekerlek göbeğine takılı disk görülüyor.

V-frenler ve türevlerinde zamanla fren pabuçları aşınır ve değiştirmek gerekir. Bu tip frenler jantlara sürterek frenleme sağladığı için zamanla jantlar da aşınır. Bir çok v-fren uyumlu jantta, jant değiştirme zamanını işaret eden, fren pabucunun değdiği jant yanağında boyalı bir oyuk vardır. Jant bu yarığa kadar aşındığında fren pabucu bu boyayı silmeye başlar ve bu jantın değişmesi gerektiğini haber verir.

v-fren-uyumlu-jant

Yukarıda, v-fren uyumlu br jant kesiti resminde, gri yan yanakların ortasındaki siyah şerti çizgi bu yarığı göstermektedir.

Disk frenler de ise fren pabucu pedler şeklindedir ve kaliperlerdeki yuvalarına yerleştirilir. Aşındıkları zaman değiştirilmez ise kaliperlere zarar verir. Bu pabuçlara, benzer malzeme kullanıldığı için balata da denmektedir. Aşağıda kullanılan bir çeşidi görülmektedir.

balata

Diskler de zamanla aşınır ve değişmesi gerekir.

Tel ile frenleme sağlayan sistemlerde ise zamanla tel aşınır ve nedense hep olmadık zamanlarda kopar. O durumlar için yanınızda yedek tel bulundurmanız gerektiğini zamanla öğrenebileceğiniz gibi, siz en iyisi beni dinleyin ve iki tane arka fren telini yedek olarak yanınızda bulundurun.

(Bu yazı dizisi Mehmet Levent tarafından kaleme alınmaktadır.)

Diğer bisiklet yazılarına bu kategoriden ulaşabilirsiniz:

http://www.suatsaygin.net/category/geziveyasam/bisikletyazilari/

 



24 Temmuz 2014 Perşembe

Hangi Bisikleti Almalıyım? (4) Dağ Bisikletleri

Hangi Bisikleti Almalıyım yazı dizisi 4. bölüm. Bu yazıda Dağ Bisikletleri incelenecektir.

DAĞ BİSİKLETLERİ

Milyarlarca fotoğraf arasından neden bunu seçtim? Sanırım bilinç altımın bir oyunu.

Dağ Bisikleti

Bir kere kadrajda, ne asfalt var ne de beton. Buradan bu bisikleti alır dilediğiniz yere gidersiniz. Resimdeki, dağ bisikletlerinin arkası da amortisörlü bir modeli. Ama dağ bisikletleri deyince gözümüzde, aşağıdaki bisiklet canlanıyor. Arka amortisörsüz, bu bisikletlere Hardtail (sert kuyruk) diye rastlamanız mümkün yabancı sitelerde.

hard tail

Dağ bisikletleri, 2009-2010 sezonuna kadar, 26” tekerlek çapı ile üretilen ve satılan bisikletlerdi. Ancak o sezon birden 29” tekerlek çaplı modellerle beraber, 2012 yılından itibaren de 27,5” tekerlek çapındaki modeller ile son tüketiciye sunuluyor. Ama şekilleri hala aynı.

Dağ bisikletleri, yarış bisikletleri ile kıyaslandığında daha bir cefakar, daha bir cüsseli bisikletlerdir.  Görece ağır, biraz daha yorucu ama yumuşak kum, bataklık dışında her yerde kulanabilme imkanı sunan araçlardır. Ülkemizin çalışkan belediyelerinin sürpriz yol çalışmalarından alnının akıyla çıkabilen makineleri en kısa haliyle incelemeye çalışalım.

Dağ bisikletlerinde dropbar bir modele 23 yıllık bisikletli yaşamımda rastgelmedim. Ancak, triatloncuların kullandığı aerobar modellere rastladığım hatta bir dönem kullanmışlığım var. Bunlar ne demek bir önceki yazımıza bir göz atarak hafızalarınızı tazeleyebilirsiniz.

Dağ bisikletlerinde gidonlar ya düz ya da rizer denen 2 tipte karşımıza çıkıyor. Her birine de uyumlu barendlerle bunları daha kullanışlı hale getirmeniz mümkün. Nedir bu yabancı kelimeler bir bakalım.

Düz gidon, adı üzerinde, düz.

3

Rizer gidon ise açılı gidonlardır. Bisiklet kardosuna göre, kullanımınıza göre, iki gidondan biri sizin içindir.

4

Düz gidonu, rizer bir gidon ile değiştirdiğinizde, gidon yükselmiş olur ve bisikletinizin geometrisine göre daha dik bir sürüş sağlarsınız.

Her iki tip gidonunda, iki ucuna barend takarak, gidonu farklı yol eğimlerinde, farklı tutuş pozisyonlarında kullanma imkanına kavuşmuş olursunuz.

5

Resimdeki, gidonun her iki ucundaki boynuzsu çıkıntılar barendlerimizi göstermektedir. Zaten, bisikletçiler arasında boynuz olarak da konuşulduğunu duyarsınız. Her barend, ikili olarak satılır, çeşitli şekillerde olur. Yokuş çıkarken güç almak, düz yolda ellerinizi dinlendirmek gibi kullanım kolaylıkları sağlar.

Dağ bisikletlerinde diğer bir görsel şölen ise amortisördür. İlk çıkan dağ bisikletlerinde, düz maşalar da kullanılmaktaydı ama artık ön amortisörsüz bir bisiklete rastlamak imkansıza yakın bir olasılık.

Bu resimde düz bir maşa görüyoruz. 700-1400 gram ağırlığında çeşitlerine rastlamışlığım var. Hafifledikçe pahalılaşma, tüm bisiklet parçalarındaki ana sorundur.

6

Alttaki resimde ki amortisörümüz. 2000 dolarlar seviyelerindeki 1000 gram civarında olan bu maşaların, çelik olanları 3000 grama kadar çıkabilmektedir.

7

maşadan sarkan o kablo ve ucundaki ise kiletlenebilen maşa kontrol kablosu ve kontrol elciği.

Pekiyi neden amortisör? Daha rahat bir sürüş için ama sanılanın aksine önemli bir faydası da var. El bileklerine de faydalı olmak ile beraber, dirsek ve omuzları rahatlatmak. Yoldaki, çukur ve tümseklerdeki sarsıntıyı, vücudun üst yanına en az şekilde hissettirmek. Bunun bedeli ise, bisikletin ağırlığının artması.

Kilitlenebilir amortisör ise amortisörlü maşanızı düz maşa gibi kullanmanızı sağlar. Bu ne demek? Sürüş durumunuza göre, güç bir parkurda, örneğin yokuş çıkarken, pedallara bastığınızda, bisikletin amortisörü de salınım yapmaya başlar. Yokuş çıkmak için, pedallara aktardığınız enerjinin bir kısmını amortisör tarafından sinirinizi bozacak şekilde salınımlar halinde boşa gider. Bu gibi durumlarda amortisörlü maşalar, salınım mekanizmalarını kilitleyebilme imkanı sunmaktadır. Tabii her modeli değil ama neredeyse tamamına yakını son 1-2 yıldır.

Dağ bisikletinde bir diğer farklılık ise aynakol ve ruble dişli oranları. Yokuş çıkacağınızı düşünürseniz, ön ve arka dişli oranları birbirine yakın olması, hatta öndeki dişli sayınız arka dişlilerin en büyüğünden küçük olması bir yarar da sağlayabilir. Bunun detayları ise 6,7 ve 8. Sınıf fen bilgisi derslerinde makara palangalar konusunda işlenmiş olmalı. Bir göz atmanızda fayda var.

Ancak yarış bisikletlerinde, ayna kolda 2 veya 3 dişli seçeneği, dağ bisikletlerinde, ayna kolda, 1,2 veya 3, hatta eski modellerde 4 dişliye kadar değişiklik göstermektedir. Rubledeki dişli oranları çeşitliliği her iki tip bisiklette de aynıdır ancak,  yol bisikletlerinde en ufak 11 diş, en büyük 27 diş aralığında rubleler bulmanız mümkünken, dağ bisikletlerinde 11 ila 36 diş aralığında rubleler bulabilirsiniz. Tabii aynakollarda yarış bisikletleri 53 dişe kadar çıkarken, dağ bisikletlerinde en fazla 48 ama genellikle 44 diş aynakollar kullanılmaktadır. Yarış bisikletleri 2li aynakollarında 34 dişe kadar inebilirken, dağ bisikletlerinde, 29 dişe kadar inebilmektedir. Bu karmaşık paragraftan çıkan sonuç özetle, dağ bisikletleri ile tırmanırsınız. Aynı dik yol, asfalt olsa bile yarış bisikletleri ile zorlanırsınız. Ama newton fiziği enerjinin korunumu kanuna göre, ikisinde de harcağınız enerji eşittir. Dağ bisikleti sizi yorduğunu size geç hissettirir, yarış bisikleti affetmez.

Dağ bisikletlerindeki diğer husus ise lastiklerdir. Kalın, dişli ve bilhassa toprak yol tutuşu gayet iyidir. Yıllarca kullanıp bir kez olsun patlatamadığım modeller kullanmışlığım da var.

8

Dağ bisikletlerinde kullanabileceğiniz bir çok çeşit aksesuar mevcuttur. Bunlardan aklıma ilk gelen, kolay takılıp çıkarılan çamurluklar.

9 10

Bu tür çamurlukları tekerlek çapına göre seçmeniz gerekmektedir ve pek çoğunu bisiklete takmak için hiç bir alete gerek duymazsınız.

Diğer aksesuarlara, yazıyı uzatmamak adına diğer incelemelerde değinmekte fayda görüyorum.

(Bu yazı dizisi Mehmet Levent tarafından kaleme alınmaktadır.)



Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine