hangi bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hangi bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2014 Pazartesi

Hangi Bisikleti Almalıyım? (9) Yollarda Pek Göremeyeceğiniz İlginç Bisikletler

Bu yazıda piyasada bulabileceğiniz fakat yollarda pek göremeyeceğiniz ilginç modeller ele alınacaktır.

Bisiklet modelleri, tasarımcıların zihinlerinde türlü şekiller alıyor. Bu mucitlerden kimisi bu tasarımları profesyonel olarak gerçekleştirirken, kimi amatör tasarımcılar ihtiyaçları doğrultusunda yeni modeller oluşturuyor. Alışılagelen bisiklet görüntüsü nedir; bisiklet dediğimizde zihnimizde oluşan görüntü kısaca iki tekerlekli mükemmel bir makinedir değil mi? Pekala o zaman biraz da bu modellere bakalım.

Tek Tekerlekli Bisikletler

Bu bisikletleri, televizyonda sirk gösterilerinde sıkça görürüz ama merak ederseniz, almak isterseniz artık ülkemizde de satılıyor. Ben binmedim, açıkçası korktum ama binebilen birini izledim ve yorumlarını aldım. Yaklaşık 10-12 metre kadar önümde sürdü delikanlı ve açıkçası yarım saatlik bir bisiklet yolculuğu kadar yorucu ve dikkat gerektirdiğini bildirdi. 170 euro ya ülkemizde bulmanız mümkün. Yabancı sitelerde unicycle diye aratarak bulabilirsiniz. Ben önermem 40 yaşında biri olarak ama farklı olmak isteyenler için uygun.

Üç Tekerlekli Bisikletler

Sıklıkla sahil kasabalarında ve gençliğinde bisiklete binmeyi öğrenememiş hanımefendilerin kullandığı bisikletlere aşinasınızdır az buçuk. Ancak Ankara ve İstanbul gibi şehirlerde rastlamanız zor, imkansız değil. Bu bisikletleri deneyenler eğer iki tekerlekli bir bisiklete binebiliyorlarsa bir sıkıntı ile burun buruna gelmiştir. Bu bisikletler ile hızla bir viraja girdiğinizde, iki tekerlekli bir bisikletteki gibi viraja doğru yatarsanız devrildiğini deneyimlersiniz. Mümkünse virajları yavaş dönmeli, bisiklete alışana kadar viraja girdiğinizde, virajın aksi istikametinde ağırlığınız vermelisiniz. Hiç bisiklete binmeyi bilmeyenler, bu bisikletlerle böyle bir sorun yaşamamaktadır. Sanırım, bu biz iki tekercilerin, alt beyine bisiklet hareketini çok önceden kodlamamızdan kaynaklanıyor.

Bu bisikletlerle yük taşımak, insan taşımak (bir nev’i yük) mümkündür.

Bisiklete küçüklüğünde bir üç tekerlekli bisikletle merhaba diyenler için daha sonrasında iki tekerlekli bisikletlere geçmeyenler için güzel nostaljik anlar sizi bekliyor derim.

Bir de aşağıdaki şekilde üç tekerlekli bisikletler var. Evet piyasada temini zor ama imkansız değil. Uzun tura çıkan ve bisiklet selesine oturmakta sıkıntı çekenler için güzel modeller. Bu bisikletlerin arkasına bir tur treyleri takıp uzun yola çıkmak keyifli olabilir.

Hatta bunların, iki tekerlekli ve ilk hareketi verene kadar sorun yaratan modelleri de mevcut.

Bu bisikletleri sürmek ilk hareketi verene kadar zor. Recumbent bisikleti derseniz karşınıza daha çok model ve tasarım çıkacaktır İnternette.

 

İki (daha fazla da olabilir) Kişilik ya da Tandem Bisikletler

Bir kitapta, birinci dünya savaşında, biri kollarını, diğeri bacaklarını kullanamaz duruma düşen iki arkadaşın çözümü bir bisiklet gibi okumuşluğum var ama şehir efsanesi de olabilir. Demek istediğim bisikletler işte böyle şeyler:

Bu bisikletlerin, şehir, tur, dağ versiyonları var. Ne kadar verimli orası tartışılır ama bisiklete binmeyi bilmeyen veya binemeyen insanlarla beraber hoşça vakit geçirmeniz mümkün. Hatta ülkemizde bir proje bile var; görme engelli arkadaşlarımız bu tüp biskletlerle açık havayı, hızı ve rüzgarı hissedebiliyorlar.

Kız arkadaşınızla romantik bir bisiklet sürüşü deneyimlemenizde mümkün ama bir tandem kullanıcısının bana altını çizerek söylediği ve ilk duyduğumdan bu yana yaklaşık 16 yıldır aklımdan çıkmayan bir öğüt var : “Tandem bisikletin yönetimi asla kadınlara bırakılmaz.” Cinsiyetçi bir yaklaşım gibi gelmişti bana ama yine de değerlendirmeye değer.

4 Tekerlekli Bisiklet

Bunlar gokart lar gibi bisikletler. Kullanmadım. Gördüm cazbetmedi açıkçası. 4 tekerlek 4 tane yere sürtünen yüzey demek. Bu ise yavaşlatıcı etki demek. Ama merak eden alıp/kiralayıp deneyimleyebilir ama nerelerde kiralanıyor benim bilgim dışında.

Dengeli, hayatınızı tehlikeye atmadan veya atarak sürebileceğiniz, keyif alacağınız, hava atıp farklı olduğunuzu göstermek isteyebileceğiniz birçok bisiklet tasarımından bazılarına değinmiş olduk.

Bu yazı dizisi Mehmet Levent tarafından kaleme alınmaktadır.



18 Temmuz 2014 Cuma

Hangi Bisikleti Almalıyım? (3) Yarış Yol Bisikletleri

Hangi bisiklet yazı dizisinin 3. bölümü. Bu yazıda Yarış-Yol Bisikleti tanıtılacaktır.

YARIŞ-YOL BİSİKLETLERİ

Bir sürü bisiklet çeşidi içerisinde, ben bisikletleri Yarış/Yol ve Dağ bisikleti olarak ikiye ayırmayı tercih ediyorum. Ticari olarak, piyasada bu iki grup bisikletten türeme bir sürü alt başlıkta bisiklet bulmanız mümkün ama öncelikle bu seçeneklerin çıkış noktalarından yarış bisikletleri ile bisikletleri tanımaya devam edelim.

yarış bisikleti

Yarış/Yol bisikletinin görünümü yukarıdaki gibidir. Trafikte yanınızdan bunlardan bir tanesi, süzülerek geçmiştir kesinlikle. Gidişi şiir gibidir. Tahmininizin aksine ben yol bisikleti kullanmıyorum ama severim. Kibar, ince, hafif zarif bir kuğu gibi.

Ana çizgileri neredeyse oturmuştur. Tamamına yakını 28” tekerlek çapına sahiptir. Lastikleri ince ve neredeyse dişsiz, jantları ona göre incedir. Vites oranları, dağ bisikletleri ile kıyaslandığında daha büyüktür. Bu ne demek peki? Ayna koldaki dişli sayısı, en büyük 53 dişten, rubledeki dişlilerin en küçüğü 11 dişliden oluşur. Özel üretimler bu sayıları değiştirir elbet ama bu ne demek, bir tam tur pedal çevirdiğinizde, arka tekerleği neredeyse 5 tam tur döndürmüş olursunuz. Bu eğer yokuş çıkmıyorsanız sizi fazlaca zorlamaz ve oldukça etkin bir sürüş sağlar.  Ayrıca, bu bisikletlerin giriş seviyeleri değil belki ama, orta seviyelerinin ağırlığı 9-10 kilo civarındadır.

Yarış bisikletlerinin en dikkat çekici özelliği gidonlarıdır. Bunlara dropbar diyorlar.

dropbar

Bu gidonlar, öne doğru eğilip, rüzgar direncini azaltacak şekilde, vücudunuzun şekil almasına yardımcı olur.

Bu bisikletlerde, amortisör yoktur. Hız ve hafiflik tasarım kriterleri olduğu için amortisörün detaylarındaki fazladan parçalar ağırlık demektir.

Bu bisikletlere özgü diğer parça ise fren sistemleridir.

fren

Yukarıdaki parça janta temas ederek bisikletin yavaşlamasını ve durmasını sağlar. Bu tür frenleri dağ bisikletlerinde görmeniz neredeyse mümkün değildir; özel üretimler hariç.

Yarış/Yol bisikletlerinden türeyen bir bisiklet sınıfı ise triatlon bisikletleridir. İlk çıktıkları yıllarda, ön tekerlekleri arka tekerleklerinden küçük modellerine hayranlıkla baktığımı hatırlıyorum. Ama günümüzde artık her iki tekerleğin de çapı aynı.

triatlon

Triatlon, 3 etaplı bir yarıştır. Katılımcılar, yüzer, koşar ve bisiklete biner. Bunu en uç yarışları Amerika’daki IronMan (Demir Adam) yarışlarıdır.

Triatlon bisikletlerinin, yarış bisikletlerinden parça olarak fazlaca bir farkı yoktur. Ancak ilk bakışta, değişik algılanır. Kadroları, bazı yarış bisikletlerinde de kullanılmaktadır. Tek dikkat çeken bu resimde aerodinamik sele borusu –ki bu detay çok önemli değil- ve gidona takılmış öndeki boynuzsu çıkıntılı parçadır. Bu dropbar dan farklıdır ve aerobar adını alır. Çok farklı tasarımlarda görmeniz mümkündür ama kabaca aşağıdaki gibidir.

aerobar

Bu gidonlarda, önkol gidon üzerine dayanır. Bu kullanıcısına, vücudunun üstünü ve kollarını dinlendirme imkanı sunar. Ayrıca, her tür gidona takılabilen bir parca olarak ayrıca satın alınabilecek modelleri mevcuttur.

gidon

Bu tür bir aerobar’ı alıp her tür bisiklete takabilirsiniz.

aerobar2

Aerobar kullanırken de görüntünüz dışarıdan aynen böyle olur. Kask konusunu ileride değerlendireceğiz. Güzelmiş kask…

Diğer bir yarış/yol bisikleti türevi ise flatbar (düz gidon) bisikletlerdir. Gerçek bir flatbar bisiklet üzerinde, dağ bisikletinde kullanılan bir kaç parça kullanılmaktadır.

düzgidon

Bu bisikletin, dağ bisikletleri gibi gidonu ilk başta algıları yanılt abilir. Ülkemize ilk gelen dağ bisikletleri gibi, amortisörsüz, sanki o modelleri andırır bir hali vardır. Ancak, kadrosu, aynakol, rublesi yarış/yol bisikletlerinde kullanılanlardandır. Ben bu tür bir bisiklet kullanıyorum 2 yıldır. Daha önce 21 yıllık dağ bisikleti sürücüsüydüm. Bu tür bisikleti tercih etme sebebim dropbar bisiklet denemelerimde, dropbarı rahat bulmamam olmuştur. Ancak yarış/yol bisikletinin, hızı ve hafifliği çekici gelmişti. Benim ilgi duyduğum zamanlardan 2 yıl önce de piyasa sunulan ürünlerdir flatbar bisikletler. 2008 den önceki üretici kataloglarında tek tük rastlardınız.

Dağ bisikletini, şehir içinde sürmek artık size yorucu ve yavaş geliyor ancak bir triatlon ya da yarış bisikletinde rahat edemiyorsanız, bu bisiklet tam sizin içindir.

Flatbardaki fren sistemleri ve vites sistemleri, şekil olarak dağ bisikletlerininkine çok benzer ancak bu bisikletlerdeki aynakol-ruble ile kumpas frenlere göre modifiye edilmiştir.

flatbar1 flatbar2

Yarış/yol bisikleti seçenekleri 2014 yılı yaz ayları itibarıyla şimdilik bu kadar.

Bu tür bisikletleri, asfalt dışındaki yollarda, dağda, toprak yolda sürmeniz neredeyse çok zor ve bisikletin parçaları için zararlıdır.

Ülkemiz yollarını az çok bilen biri olarak, bu tür bisikletlerle hiç bilmediğiniz yollarda hız yapmadan önce, keşif amaçlı durabileceğiniz hızlarda önceden yolu tanımanızı ve ondan sonra hız yapmanızı öneririm. Ancak bu konuda da, çalışkan belediyelerin açmayı sevdikleri sürpriz çukurların her an olabileceğini, belki onlarca gün gittiğiniz ve her santimetresini ezberlediğiniz güzergah üzerinde, işaretsiz çalışma yapılabileceğini hesaba katarak dikkatli olmanızı öneririm.

Son uyarım ise mazgallar konusunda olacaktır. Yoldaki fazla suyu tahliye etmek için yol kenarlarındaki mazgallar her ne hikmetse, yarıkları yola paralel olacak şekilde, yani bisikletinizin ince lastiği içine girecek şekilde yerleştirilmiştir. Bu tür mazgallara ön tekerinizin girmesi sonucu bisikletten büyük olasılıkla düşeceğinizi hatırlatmak isterim.

mazgal

Keşke her yerde aşağıdaki tür mazgallar olabilse.

mazgal2

Bisikletli güzel günler…

(Bu yazı dizisi Mehmet Levent tarafından kaleme alınmaktadır.)



15 Temmuz 2014 Salı

Hangi Bisikleti Almalıyım? (1) Genel Bilgiler

Hangi bisiklet

Baharın müjdecisi kışın son demlerinde ortaya sürpriz şekilde çıkıveren güneş ile benim tatlı telaşım da başlar. Evet, bisikletin üzerindeki tozu alırım heyecanla. Ankara’da yaşayan biri olarak, bisiklet aşığı değilim maalesef, kışın insanın yüzünü ısıran kara iklimi kışlarında bisiklete binecek kadar ancak, bu işin amatör ruhlu meraklısı ve biraz tembelce bir tutkunuyum. Asıl telaş ise, bisiklet alsam mı ya da hangi bisikleti alsam diyen, benim bisiklete ilgimi bilen arkadaş çevrem ve onların tanıdıkları.

GUYAPIsrecordRedW_09 002

Bu günümüzde epey zor bir soru. Çünkü bisikletlerle yapılan şeyler o kadar çeşitlendi ve her ilgi alanına uygun bisiklet tasarımları var ki, bisiklet almak isteyen ve en son çocukluğunda bisiklete binmiş biri bir bisiklet dükkanına girince göreceği çeşitler karşısında kendinden geçip kararsız kalabilir. Hele hele aldığı bisiklet için bile acaba doğru bisikleti mi aldım diye bir sezon düşünebilir.

Mesela siz aşağıdaki bisikletlerden hangisini beğendiniz?

2 3 5 6 7

1

İnsanın kafası belki karışmıyor ama hepsi, deniz bisikleti dışında iki bisiklet grubundan türemiş ve ihtiyaca göre özelleşmiş bisikletler; dağ bisikleti ve yol bisikleti.

Devam edecek…

(Bu yazı dizisi Mehmet Levent tarafından kaleme alınmıştır, kendisine teşekkür ederim).



Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine