uzay kolonileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uzay kolonileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2015 Perşembe

Uzay Asansörü Projesi 2050'de Gerçekleşecek mi?

Bir Japon inşaat şirketi olan Obayashi, Uzay Asansörü ismini verdiği projeyle 2050 yılına kadar 96 bin kilometre yüksekliğe ulaşacak bir asansör inşa etmeyi planlıyor. İlk başta çılgın bir fikir gibi görünse de Japon şirketi ciddi ciddi bu proje üzerinde çalışıyor.

Uzay Asansörü Projesi
Uzay Asansörü Projesi

36 bin kilometrede bir uzay istasyonu yerleştirilecek, kule benzeri bu yapının toplam uzunluğu 96 bin kilometre olacak ve tepesine ise bu yapıyı dengelemesi için bir ağırlık konulacak. İstasyona yolculuğun saatte ortalama 200 km hızla yaklaşık bir hafta süreceği planlanıyor. Aslında ismi asansör ama yaklaşık 30 kişinin nakledilebileceği bir nevi kapsül. İçinde bu kadar kişiye yetecek yaşam alanı, yiyecek vs olacak.

Uzay Asansörü Projesi
Uzay Asansörü Projesi

Burada akla ilk gelebilecek şey, asansör platformunun sağlam olması için nasıl bir malzemenin kullanılacağı? Bunun için mevcut çelik kablolardan yaklaşık 100 kat daha güçlü bir gerilim kuvvetine ihtiyaç var. Bunu karşılayacak malzeme de karbon nano tüpler. Şimdilik 3 cm yapılabilen nano tüplerin 2030 yılında uzunlaştırılabileceği öngörülüyor. Tabii toplamda 96 bin kilometrelik karbon nano tüp kullanılması gerekiyor.

Firmanın uzay asansörü konsept videosu:

Japon şirketi dünya çapında yaptığı büyük gökdelenlerle meşhur. En son Tokyo’da 634 metrelik Tokio Sky Tree isimli bir gökdelen projesini yürütüyor. Obayashi firması yetkilileri, teknoloji anlamında bu projenin gerçekleşmesinde herhangi bir sıkıntı olmadığını sadece kimin veya hangi devletin bunu finanse edeceği sorusunun önemli olduğunu belirtiyor (detay için bu adrese bakabilirsiniz).

Aslında uzay asansörü projesi yeni bir şey değil. İlk önce Sovyet uzmanlar bunu düşünmüş, daha sonra tabii NASA da bu proje üzerinde çalışmış. Mevcut teknolojiyle uzaya taşıma maliyeti kilogram başına 22 bin dolar. Eğer uzay asansörü yapılırsa bu maliyet 200 dolara düşüyor. Bu da, gerçekleştiği takdirde mevcut roketlerin kullanımını bitirecek. Daha doğrusu dünyadan 96 bin kilometre uzakta bir fırlatma rampası yapılacak ve roketler oradan diğer gezegenlere ve/veya güneş sistemi dışına daha rahat çıkabilecek. Uzayı merak eden turistler de, 36 bin kilometreye kadar bu uzay asansörüyle çıkıp orada güzel bir gün geçirdikten sonra geri dönecek….

Bu ve benzeri çalışmalar, daha önce başka yazılarda bahsettiğim üzere Ay veya Mars’ta koloni kurmaya, oranın doğal kaynaklarını kullanmaya vs hizmet ediyor. Belki biz göremeyeceğiz ama torunlarımız bu tür projelere şahit olacaktır diye düşünüyorum.

30 Mart 2015 Pazartesi

Uzayda Yaşamın Sırrı Satürn'de mi Çözülecek?

Uzayda yaşamın sırrı Satürn’de mi çözülecek acaba? Uzun zamandır insanoğlunun hayalini süsleyen uzayda yaşam araştırmalarında, Satürn‘ün uydusu olan Enceladus‘da kapı aralanıyor sanki.

Satürn Uydusu Enceladus'da elde edilen görüntü
Satürn Uydusu Enceladus’da elde edilen görüntü

Cassini uzay aracı tarafından çekilen bu fotoğrafta Enceladus’un üzerinde buz kırıklarından oluşan buz buharlarının yükseldiği görülüyor. Bu buharların gizli bir denizden çıktığı ve bu yüzden gök cisminde yaşam bulgularının olabileceği düşünülüyor.

Peki bu buz tanecikleri neden önemli? Çünkü buzla kaplı okyanustan yükselen buharlar, Dünya’da biyolojik yaşamı hızla başlatan kimyanın aynısına işaret ediyor olabilir.

Bu toz tanecikler birkaç yıl önce Satürn’ün en geniş halkası olan E halkasında keşfedilmişti. Gezegenbilimciler bunun Enceladus’un yüzeyindeki çatlaklardan püsküren sıcak su kaynaklarından gelen materyalle beslendiğine inanıyor. Sıcak su kaynakları da uzun süredir şüpheli olan varlığı geçen yıl Cassini uzay aracı tarafından doğrulanan yüzey altı okyanustan besleniyor.

Bu uyduları uzayda yaşam arayışında umut vadeden hedefler olarak gören NASA, Jüpiter’in uydusu Europa’daki buzla kaplı okyanusu keşfetmek üzere bir robot misyonu planının ilk aşamalarında. Yaşanabilirlik, hatta yaşam işaretleri bulmak için Europa’nın buzunda yarıklar açabilecek teknoloji başarılı olduğu takdirde bir sonraki keşif alanı Enceladus olabilir.

Devasa bir evrenin içinde minicik bir nokta gibiyiz. Kanımca bu dev evrenin içinde başka yaşam formları mutlaka vardır ve biz henüz bunları tespit etmiş değiliz. İllaki insan formunda olacak değil bu. Bilim insanları bu yönde çalışmalarını sürdürüyor, belki bizim ömrümüz görmeye yetmez. Kurulacak uzay kolonileri bu yönde atılmış önemli bir adım olacaktır.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Uzayda Koloni Kurup Yaşayabilecek miyiz?

Uzayda koloni kurmak ve yaşamak fikri, öteden beri insanların hayalini süslüyor. Özellikle Amerikan sinema endüstrisinin bu konuda bir çok filmi var ve filmlerinde öncelik tabii ki onların. Biz kim oluyoruz da uzaya yerleşiyoruz? Önce onlar gidecek, dünyadaki tehlikelerden kurtulacak, sonra yer kalırsa bizi de alırlar:))

uzay-koloni
Uzayda Koloni Kurup Yaşayabilecek miyiz?

BBC Future, ki sık sık kendisini ziyaret ederim, 21 Ekim’de Dünyayı Değiştiren Fikirler Zirvesi düzenliyor. Zirvede bilim, teknoloji ve sağlık alanındaki ilginç gelişmeler ele alınacak. Tartışılacak konular arasında insanların günün birinde dünya dışında kurabileceği uzay kolonileri de bulunuyor.

Uzayda Koloni Kurma Fikri Ciddiye Alınmalı mı?

Son yüzyıl içinde gezegenimizi geometrik bir hızla kirlettiğimiz açık bir gerçek. Hem nüfusumuz hızla artıyor ki, şu an 7 milyar civarında, hem de kaynaklar azalmaya başladı. Bu da beraberinde rekabeti getiriyor. İsviçre Bankası Credit Suisse‘nin Küresel Refah Raporu, dünyadaki servetin yarısının toplam nüfusun %1’inin elinde olduğunu söylüyor. Aslında uzaya koloni kurma fikri de bu %1’lik dilimin hayali herhalde. Onlar bu dünyadan gitseler, sanırım burası daha yaşanabilir bir yer olacak 🙂

uzay-koloni-2
Uzayda yaşam mümkün mü?

Uzay turizmiyle ilgili şirketler var. Bunlardan biri olan SpaceX şirketinin girişimcisi Elon Musk, “Herhangi bir felaket halinde insanlığın varlığını korumak için birçok gezegende yaşam olanağının araştırılması gerektiğine” inandığını söylüyor. Bu ve buna benzer düşünceler, uzaya gitme ve oraya yerleşme fikrini besliyor. Belki de o kadar zor değil bunu başarmak. Eski astronot Jeffrey Hoffman’a göre Güneş Sistemi’nde yakın birkaç yere gidebilme hayali kurmamızı sağlayacak teknolojiye sahibiz. “Ay az ötemizde, Mars ise hiç de uzak değil. Bu yolculukların yapılmasını sağlayacak bazı adımların birkaç yıla kadar atıldığını görmek mümkün,” diyor Hoffman.

Peki, Uzay Kolonisi Nasıl Olacak?

Bu konuda ilk fikri 1920’lerde Avusturya-Macaristanlı ilk roket tasarımcısı Herman Potoçnik ortaya attı. Potoçnik’in hayal ettiği şey, UFO benzeri dairemsi bir uzay aracıydı. Bu araç yapay yerçekimi yaratmak için dönüyor, enerji ihtiyacı içinse güneş ışınlarını odaklayacak içbükey bir ayna kullanıyordu. Bu fikir ne kadar inanılmaz gelse de yıllarca etkisini yitirmedi. 1970’lerde Princeton Üniversitesi fizikçisi Gerard O’Neill ile daha sonra dünyanın en eski uzay topluluğu olan İngiltere Gezegenlerarası Dernek (British Interplanetary Society) bu fikre sahip çıktı. Uçan uzay kolonileri fikrini bir kenara itmeden önce şunu belirtmekte yarar var: BIS, insanoğlu Ay’a ayak basmadan 30 yıl öncesinde bu yolculuğu öngörmüştü.

Mars veya Başka Bir Gezegende Yaşam Mümkün mü?

Diğer uzmanlar ise uzay araçlarıyla uzay boşluğunda koloniler kurmak yerine, bir gezegende ya da Ay’da insanın yaşamını sürdürmesi için gerekli unsurları içeren yapay bir “biyosfer” yaratarak yaşam alanı oluşturma fikrini daha akla yatkın buluyor. Bu konuda ilgi odağı Mars oldu ve 2025’e kadar orada yeni bir medeniyet yaratılmasını hedefleyenler var. Hollandalıların 2012’de başlattığı Mars One projesine 200 bin başvuru yapıldı. Bunlar arasından seçilen 40 kişiye eğitim verilerek realite şov programlarına hazırlanıyor ve bu şekilde projeye gelir sağlanmaya çalışılıyor. Elbette bu projeye karşı çıkanlar da var; fakat uzayda koloni kurulması fikrine yönelik ilgiyi göstermesi bakımından önemli.

Bu konuda “Neden Mars’a Tekrar Gitmeliyiz?” isimli TED konuşmasına bakmakta fayda var.

Dev bir Mars Koloni Taşıtı ile Kızıl Gezegen’e insan taşımanın SpaceX yöneticisi Musk’ın da hedefleri arasında olduğu söyleniyor. Musk bunun sadece bir başlangıç olacağına, “Mars’ta koloni kurulduktan sonra bunun tüm Güneş Sistemi’ne de yayılabileceğine” inanıyor. Musk, hızlı uzay araçlarının yapılması halinde Jüpiter’in aylarında, hatta göktaşlarında bile koloni kurulabileceğini ifade ediyor.

Uzaya Nasıl Gidilecek? Uzayda Yaşam Nasıl Mümkün Olacak?

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşam, uzay kolonilerinde karşılaşılacak sorunlara dair fikir veriyor. İstasyondaki altı kişiye su taşıma gideri yılda 2 milyar doları buluyor. Gıda ve oksijen tedariki masrafları da cabası. Bu nedenle, uzay kolonisinin kendi kendine yeterli hale getirilmesi asıl ideal olanı.

uzayda-yaşam
Uzayda Yaşamın Zorlukları

Bir de insan vücudunun maruz kalacağı sorunlar var: Yer çekimi azlığı kemik ve kaslarda zayıflığa ve kafada basınç birikimine neden oluyor; bu ise geçici ve kalıcı göz sorunlarına yol açıyor. Uzaydaki radyasyon katarakta yol açabileceği gibi kanser riskini de arttırıyor. Öte yandan uyku sorunları ve yalnızlık ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Uzay kolonilerinde bu tür sorunların çözülmüş olması gerekiyor.

Kapalı bir mekânda sosyal ilişkilerin nasıl etkileneceği sorunu da var elbette. Moskova’da Mars500 projesi kapsamında yapılan deneylerde altı kişi 520 gün süreyle 80 metrekarelik bir alanda yaşamak zorunda bırakıldığında birçoğunda uyku, algı ve depresyon sorunlarının ortaya çıktığı gözlendi.

İzole olmuş insanların nasıl yönetileceğine, bu yeni toplumlarda çatışmaların nasıl önleneceğine dair siyasi sorunlar da cevap bekliyor. Bazı bilim insanları ve felsefeciler gelecekte ortaya çıkması muhtemel bu medeniyetler için bir “haklar bildirgesi” hazırlamaya girişti bile.

Uzayda Doğan İnsanlar Bizden Farklı mı Olacak?

Portland Üniversitesi’nden Cameron Smith’e göre, 2000 kişilik bir uzay kolonisi 300 yıl içinde bizden farklı bir görünüme sahip olacak, farklı davranış biçimleri geliştirecektir; farklı saç yapısı, farklı bir deri, düşük yer çekimine uygun ve manevra yeteneği daha yüksek bir vücut şekli vb. gibi.

Hatta Smith, bu yeni kolonilerin genetik mühendislik yoluyla yeni organlar bile tasarlayabileceklerine inanıyor; örneğin kozmik ışınlardan korunmak amaçlı organlar, ya da karbondioksitten oksijen sağlamayı kolaylaştırıcı solungaçlar gibi. Böylece Marslılar yapay biyosferden çıkıp yeni evlerine tam olarak yerleşmiş olacaklar.

Kaynak: BBC Future

Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine

  Nietzsche’den Hayat Dersleri: Güçlü, Özgür ve Anlamlı Yaşamak Üzerine